İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

22 Ekim 2007 Pazartesi

Suyun Gücü Sizi Bekliyor

Vücudumuz yüzde 70 sudan oluşmakta. Hücrelerimiz doğru çalışmak için suya ihtiyaç duyar. Su vücudumuzu temizler, arındırır. Terleme ile vücut ısımızı dengelememizi sağlar; hazmetmeye yardım eder, toksinlerin gerek idrar gerek terleme yolu ile atılmasını sağlar. Hücrelerimizin ana yapısını oluşturan suyun yokluğunda bedenimiz ancak birkaç gün dayanabilir.

Herhangi bir makineden farklı olarak vücudumuz bazı eksikliklere rağmen fonksiyonlarını sürdürebilme özelliğine sahiptir. Bu sayede vücudumuzda su eksildiğinde, vücut bir dereceye kadar bu eksikliği kendi içinde gidermeye çalışır. Örneğin, bir otomobilin motoru soğutma sistemindeki sıvı eksikliğinin hemen dışarı yansıtır, motorun ısısı yükselir ve bu eksikliği haber verir. Dikkate almadığımızda da çok kısa zamanda arıza baş gösterir. Bedenimizdeki sıvı eksikliği ise hücrelerimizi ve organlarımızı yavaş yavaş öldürür. Vücudumuz çok akıllı bir makine. Bedenimizin herhangi bir bölgesinde eksik ve yetersiz su olduğunu vücudumuz tespit ettiğinde, diğer su seviyesi daha yüksek olan organlarımızdan suyu emer ve bu bölgelere aktarır. Ancak böylelikle geçici olarak problem giderilse de eksilen suyu yeterince su içerek takviye etmediğimiz takdirde organlarımızın bozulmasına müsaade etmiş oluruz.

***

Yeterince sıvı almadığımızda ve özellikle yeteri kadar su içmediğimizde, modern ya da tamamlayıcı tıp olarak hiçbir tıbbi metot tam olarak iyileşmemizi sağlayamaz ve yardımcı olamaz. Reiki, Bio-Enerji veya Refleksoloji tedavilerinden önce, su içmeniz istenilir. Su, adeta şifa enerjisini ileten bir madde görevi de görmektedir. Su bir anlamda tedavi sırasında verilen enerjiyi ve şifa bilgisini gereken yerlere ulaştırmaktadır. Su enerji seviyesindeki bilginin, fiziksel, bedensel seviyeye iletilmesini sağlama görevini yapmakta, bağlantıyı sağlamaktadır.

Meşhur Japon araştırmacı Masaru Emoto suyun duyduğu, gördüğü ve anladığı tezini ispat etmek üzerine çalışmalar yapmıştır. Hazırladığı laboratuarında suya muhtelif sözlük ve kelimeleri göstermiş ve sonra bu suların kristallerinin fotoğraflarını çekmiştir. Örneğin, su şişesine “sevgi ve şükran”, “teşekkür ederim” gibi sözcükler bantlandığında, su çok güzel görüntülü kristaller oluşturmaktadır. Oysa, suya “mutsuzluk” veya “sen aptalsın” gibi sözcükler bantlandığında, bu defa sudan kristal oluşmamaktadır.

Emoto’nun araştırmaları neticesinde vardığı sonuç şu olmuştur: Su, enerji ile etkileşime girmektedir ve bu nedenle eğer biz olumlu şeyler düşünür ve söylersek, vücudumuzdaki suyun kalitesini, değerini artırdığımız için sağlığımızda düzelmektedir.
Japon araştırmacı diyor ki: “Suya saygı göstermeliyiz. Suya sevgi ve şükran göndermeliyiz ve sudan bize gelen titreşimleri olumlu bir niyet ve yaklaşım ile almalıyız. Su değiştiği zaman, olumlu enerji ile dolu olduğu zaman bizde değişiriz, iyileşiriz, çünkü biz öz olarak sudan başka bir şey değiliz.”

***

Su iç organlarımızı temizleme görevini üstleniyor. Sağlık problemlerimizde ilaç kullandığımızda, doktorlar ilaçların yan etkilerinin azaltılması için su içmemizi öneriyorlar. Tamamlayıcı tıp metotlarından sonra da su içmeniz istenilir. Bunu ana nedeni bu tedaviler sırasında vücudumuzda bir arınma olması ve toksinlerin atılmasıdır. Bu toksinler ancak su aracılığı ile boşaltım sistemlerimizden dışarı atılır. Bol su içildiği takdirde, bu iyileştirme metotlarından sonra toksin atımı nedeni ile görülebilen öksürük, hapşırma, kaşınma ya da ateş gibi geçici “iyileşme sendromlarının” etkileri azalır. Yeterince su içtiğimizde bedenimiz kendini çok daha kısa sürede temizler.

***

Vücuttaki toksin seviyesinin artması bağışıklık sistemimizi düşürür ve organlarımızın ideal şekilde çalışmasına mani olur. Çok yağlı besinler yemek, çok işlem görmüş ve vitamin ve mineral değeri düşük besinler ile beslenmek ve hareketsizlik bağışıklık sistemimizi zayıflatan etkenlerdir. Ancak, içtiğimiz su miktarını artırarak bağışıklık sistemimizin dengeye gelmesini sağlayabiliriz.

“Vücudunuz Sizden Su İstiyor” adlı kitabın yazarı Doktor Fereydoon Batmangheligj, suyun etkileri üzerine uzun yıllar çalıştığı vakalardan değişik örnekler vermektedir. kitabında. Kendisini İran’da bir hapis cezası almış ve bu sırada hapishanedeki bir çok mahkumu su içirerek iyileştirmiştir. Ve bu başarısı ile hapishaneden araştırmalarını sürdürebilmesi için çıkarılmıştır. Kendisi daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmiş ve araştırmalarını bu ülkede sürdürmüş ve birçok kitap yazmıştır.

Batmangheligj susuzluğun, vücudun susuz kalmasının, hastalıkların temel nedenlerinden biri olduğuna inanmaktadır. Araştırmaları sonucunda, hazımsızlıktan kaynaklanan ağrıların vücutta su seviyesinin düştüğünün işareti olduğunu ve su içilerek azaltılabildiğini görmüştür. 12 parmak bağırsak ve mide ülserlerinde, suyun mide içinde dokuları doldurup üzerlerinde koruyucu bir katman oluşturarak mide asitlerinin bu dokulara zarar vermesini engellediğini tespit etmiştir. İranlı doktorun çalışmalarına göre, baş ağrıları, romatizmaya bağlı eklem ağrıları, boyun ve omurga ağrıları, hasta su içtiğinde azalmakta, hatta kimi vakalarda tamamen geçmektedir.

Dr. Batmangheligj şöyle diyor: “Vücudumuz su, sadece su istiyor, su’ya ihtiyacı var ve su diye sesleniyor” ; ve belirtiyor ki yeterince su içilmediği takdirde, ne ilaçlar yeterince fayda getiriyor, ne de bağışıklık sistemimiz ideal koruma seviyesine gelebiliyor. Dr. Batmangheligj’nin kitapları “okunması gereken kitaplar” listenizde mutlaka yer almalı.


***

Suyun mucizevi yararlarından faydalanmak için, her sabah uyandığınızda, lütfen güne bir iki bardak su içerek başlayın. Ve gün içerisinde de en az 7, 8 bardak su içmeye özen gösterin. Bazen bana başka sıvılar içmenin suyun yerini tutup tutmayacağını sorarlar. Diğer sıvıların tam olarak suyun yerine getirdiği işlevleri yerine getirebildiğini düşünmüyorum. Benim sorum şu: “Suya alternatif olarak içmeyi önerdiğiniz sıvılar ile yüzünüzü yıkar mısınız ya da duş alıp kendinizi temiz ve taze hissedebilir misiniz? Cevabımızın “evet” olması zor; o zaman organlarımızın da cevabının olumlu olması zor.

Ayrıca, vücudunuzdan su atılımını artıran kahve, bira ya da benzeri içecekler tüketiyorsanız, bu ilave su kaybını telafi etmek üzere içtiğiniz su miktarını birkaç bardak artırmanızda fayda var. Bildiğiniz gibi geleneksek olarak Türk kahvesi bir bardak su ile sunulur. Eski nesiller bazı faydalı uygulamaları geleneksel hale ne güzel getirmişler değil mi?

Tabi ki her zaman belirtmekte fayda gördüğüm gibi, herhangi bir sağlık probleminiz olduğunda lütfen konuyu öncelikle doktorunuza danışın. Tüm tamamlayıcı tıp bilgileri ve uygulamaları doktorunuzun onayı ve denetimi altında değerlendirilmeli ve kullanılmalıdır.

Su ile gelen sağlık dolu günler sizinle olsun.
Z.


Ayın Onaylaması:
“Su benim en sevdiğim içecektir. Her gün vücudumu ve zihnimi arındırmak için bol miktarda su içiyorum.”
Louise L. Hay

Ayın Özlü Sözü:
“Hiçbir şey bizi şaşırtmamalı. Zihnimizde ileriye giderek karşımıza çıkacak problemleri önden karşılamalı ve nelerin olamayacağına değil, nelerin olabileceğine odaklanmalıyız.”
Alain De Botton

Okuma Tavsiyesi:
“Vücudunuz Sizden Su İstiyor”; Dr. Fereydoon Batmangheligj.