İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

25 Aralık 2021 Cumartesi

Teşekkürler

 

Ortaokul yıllarından beri, yazı yazma isteği beni hep defterlere götürdü.

Belki çoğumuz gibi öncelikle kendim için yazdım. 

Yüzlerce defter oldu ve biten ne çok kalem.

Yanımda defter ve kalem oldukça kendimi daha iyi nefes alabiliyor saydım.

Bazen yazdıklarımı paylaştım. Eskiden daha az, son onbeş yılda daha çok.

Bazen okuyanlardan, yazdıklarımın onlar için değerli olduğunu duydum, aralarında saygı duyduğum yazarlar da vardı, heyecanlandım.

Bazen de pişman oldum.  Hem yazdığıma, hem yazmadığıma.

2007 yılından beri yazılarımın bazılarını blogspot'ta, wordpress'de ve Milliyet blog'da paylaşıyorum.  Yazdıklarımın bazılarını ikisi İngilizce sekiz kitapta paylaştım.  Geri dönüp okudukça hala ilk günkü gibi beğendiklerim var. Kimileri ise o zaman yapabildiğim kadar iyi ya da kötüler.  Sadece hepsi bana ait ve ben.  Ve sanırım kimi zaman eksikleri ile, kimi zaman söylemeye başarmış hissettirmeleri ile yazdıklarımı oldukları gibi kabul etmeyi öğreniyorum.  En ağır eleştirmen galiba çoğunlukla kendimiz oluyoruz.  Ve belki de böyle olmalı.

Bu yaşamda yaptıklarım arasında benim için en değerli şey sanırım yazı yazmak. Adını koyamadığım bir istek.  Hakkını vermediğimi düşündüğüm bir istek. Keşfetmeye çalıştığım bir yol.  Bu yaşamda ne kadar keşfedebileceğimi ve ne kadar yol alabileceğimi bilmiyorum. Deniyorum.

Bu yolda, yazdıklarımı okumaya zaman ayırarak yaşamlarınızda bana yer verdiğiniz için çok teşekkürler. 

Adlarını bildiğim ve bilmediğim sizler, zaman zaman inancımı yitirsem de, yüreğimdekileri söylemeye çalışmanın anlamı olduğuna güvenmemi sağlıyorsunuz.  Bana ulaşan enerjiniz ile yaşamıma can ve anlam katıyorsunuz.

Gerçekten kalpten teşekkürler.

Düşüncelerimiz ve duygularımız satırlarda birleşsin ve yaşama biraz daha şefkat, biraz daha umut, biraz daha özgürlük getirsin. Kendimizi ve yaşamı, birlikte daha iyi anlamamızı sağlasın; yaşamı bizler için daha yaşanılır kılsın.

Sevgiyle.

*

Bloglar:

zeynepkocasinan.blogspot.com

zeynepkocasinanenglish.blogspot.com

yoluyurumek.blogspot.com

zeynepkocasinan.wordpress.com

http://blog.milliyet.com.tr/zeynepkocasinan



Yön




Gözlüyorsan beni yükseklerden bir yerden,
İyi değilim;

Artık hazırlıklıyım derken,
Baktım ki oyunun kurallarını değiştirdin;

Duyamıyorum sesini,
Kendi sesim uzaklaşıp duruyor;

Yönlerini yitirmiş karıncalar,
Pusulanın iğneleri anlamsızca dönüyor,

Parmağıma batmış kaktüs dikenleri,

Mısır incirlerine,
tenimi şimdiden yakan 
sabah güneşi vuruyor,

Canım yanıyor,

İstemeli mi, 
Ürkekçe de olsa,
Gelecek olan günleri,

Yoksa, 
Tanrı da,
Ona bu kadar şans 
yeter, mi dedi.

23 Aralık 2021 Perşembe

Yıkılıp Yapılan


Kaybettin, kabul et,

Canın yanıyorsa, bırak yansın,


Nefes alıp verdiğin sürece, 

Son olmayacak bu yangın;


Defalarca uyandık karanlıklara,

Defalarca pansuman yaptık yaralarımıza;


Öldürmeyen güçlendirir demeyeceğim sana

Ama bugün dünden daha güçlüsün;


Bir kere daha ruhundaki cevheri keşfetmek için,

Çıkıyorsun bir yolculuğa,


Pişmanlıkları, keşkeleri koyup bir yana,

Başlıyorsun hikayeyi yeniden yazmaya;


Kazanırken yürümek kolaydır

ve kazanarak büyümek,

Düşüp de kalkabiliyor musun,

Hediye orada;


Sislerin ortasında kaldığında,

Kapatıp gözlerini, kalbinin sesiyle

Yeni yolunu keşfedebiliyor musun?


Kolay yanıtları herkes bulur,

Sen unutup eski seni, 

Yeniden bir sen olabilmekten haber ver…

İz


Son nefesinmiş gibi,

Ya da tükenecekmiş gibi saatler,

Bir telaş var üstünde;


Duymayacaklar,

Ve belki bilmeyecekler,

Umurunda olanların belki sen farkında olmayacaksın;


Üzüntün alkışlanmıyorsun diye mi,

Sen de mi kendin için yaşamayı bıraktın;


Geriye kalacak olanı,

Bildiklerinle hesaplayamazsın.


Zoru Seven

Seviyorsun canını acıtmayı

Faydası yok bile bile,


Bilmez misin,

Herşey kolay olsa,

Canın sıkılırdı.

İsterim

Ben de isterim

Kalbimi pamuklara sarsınlar,

Dikenli dillere 

benden başka dur diyen olsun,


İsterim ben de,

Yeniden doğmayı,

Ya da yeniden doğmuşçasına

Başlamayı yeniden,


İsterim

Bir Zen bahçesinde çakıl taşlarına kapılayım,

Gelgitli sahillerde

Yok olacağını bile bile

Islak kumlarda izimi bırakayım.

Arayış

Yeter

Bu kalp acısı

Bu hayal kırıklığı

Bu üzüntü,

Yeter

Bu uzaklardan özleyiş,

Yeter

Bu umudun sonuna geliş,


Koştuğun köşelerden

Yol çıkmıyor aydınlığa,

Sihirli değneklere inanmayı ise

Çoktan bıraktın,


Hayal dünyasında kaybolmak için

Kaçıp duruyorsun

İçeri daha da içeri,


Sonsuz gibi görünsede

Atladığın kuyular,

Ayağın yere bastığında,

O zaman ne yapacaksın?

Kabahatli

Kabahatli ararım,

Atmalı sorumlulukları tek tek üzerimizden,

Kuşun tüyü fazla gelir,

Fazla gelir toz zerresi,


Zamanında taşımışsın dağları,

Kimin umurunda.

22 Aralık 2021 Çarşamba

O Canlar

Bir yerlerde,

Kimi canlar,

Düşseler de, düşürülseler de,

Başkacası mümkün değilmiş gibi,

Yine ve yeniden kalkıyorlar ayağa,


Gözün gördüğünün aksine,

Onlar,

Yaşadıklarını yaşamak için doğduklarına 

güveniyorlar,


Güvenip ruhlarına yolu fısıldayan sese,

Yaraya yara demeden,

Sabrı nimet bilip,

Kaynağı belli olmayan 

bir umut ışığını taşıyorlar,


Turuncu gündoğumları

   ve kızıl günbatımları gibi

Bazen içimizi ürperten bir kırılganlıkla,

Meydan okuyorlar 

Bir nefeslik dayanılmaz dediğimiz 

bilenmiş kılıçlara 

ve durmak bilmez görünen yangına,


Korunaksızlığın kalkanı ile donanmış,

Kafa tutuyorlar,

Kendini haklı sanan 

ateşe, kasırgaya, ve ne varsa.

Maskenin Ardı

Kafan bulanık.


Dönmek istesen de düne,

Çıktı ok yaydan bir kere,


Bulabilmek için bir umut,

Tarıyorsun zihninin kütüphanelerini,


Oysa,

Bildiklerinden farklı bu hamle,


Karanlık, sokağın griliğinden değil,

Bulutlar değil ışığını kapatan,


Ruhuna geçirilmiş tırnaklar

Bildik düşmanlarından değil,


Maskeler düşerken

Görünen yüzler,

İnsana benzeyen neleri gizler…

21 Aralık 2021 Salı

Sen

Seni sen yapanların bir araya gelişi


İlahi bir hediyeydi belki,


Kimbilir kaç yaşamdır bedelini ödüyor olabilirsin


Bu beklenmedik tesadüflerin, 


Kıskanmıyorum diyemem,

Ama daha çok anlamak istiyorum seni,

Anlamak istiyorum,

Senin hikayen için nasıl dizilmiş yıldızlar?


Sana mı verdiler seçme hakkını,

Yoksa tek tek mi yazdılar her karşılaşmayı,


Sana mı ait ilhamlar,

Yoksa sadece onların sözleri için seçilmiş 

bir kalem misin sen?


Kelimelerin üzerinde akan mürekkebin rengi 

sanki bir kaleydoskop gibi büyülüyor rast gelenleri,


Ne çok isterdim

Yarattığın dünyaların özenle seçilmiş sahte parıltılar olmalarını,


Ama sen,


Baktığın gözlerdeki dünyaların derinliklerinde gezerken,


Midye kabuklarını açar gibi kırsan da savunmalarını,


Ürkmeden teslim oluyorlar keşiflerine,


Senin tarafından keşfedilmenin,

Savunmasız bırakılmanın en güvenli hali olmasının şaşkınlığı ile

Yaşamının zincirine bağlanıp,


Seninle ölümlü ama

Hayatın hücrelerinde adeta hep yaşayacak olmanın dingin ve kıpırtılı heyecanı ile…

Özür diler misin?

Sen başka ölçersin,
Ben başka,

Sevgi var ama,
Acımazsız da bu dünya,

Kimi sorular daha önemli bana,

Doğru mu dersin bilmem ama
Yine de söyle bana,

Özür diler misin?


Görülemeyen




Söyleyecek sözlerim var biliyorum,

Sakladıkça onları,

Göstermeye çekiniyorlar kendilerini

farkındayım,

Saklanmayı maharet saymayı

öğreniyorlar,


Aktıkça açılan, 

Cesarete aç,

tereddütlere güvenmeyen bir kapı o,


Öğrenmişim bir kere 

kulak vermeyi o çok bilen sandıklarımızın sözlerine,

Kaçsan kaçılmıyor,

Öğrenmişlikleri yok etmek

kolay olmuyor,


Onlar konuşmasa,

aklımın arşivinin sözleri

onları aşıyor,


Sislerin içindeyim,


Belki karanlık değil o oda, o sokak, o sohbet,

Bakıyorum,

Bakarken görüyorum kendimi,

Gözkapağımın ötesine geçemiyorum,


Görmemek için ne savaşlar veriyorum,


Gerçeğin korkusunun ürkekliğiyle,

Hayalimin manzaralarını görmekten 

vazgeçemiyorum.