İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

5 Mayıs 2016 Perşembe

İlklerin En Önemlisi Hangisi?


İzmir Bayraklı Symrna Lions Kulübü’nün 28 Nisan 2016 gecesi gerçekleştirilen “Gördüğümüz Engelliler, Görmediğimiz Engeller” Gecesine giderken gerçekten özenle ve büyük çaba ile hazırlanmış bir geceye gideceğimi biliyordum.  Tüm Dünya’daki Lions Kulüplerinin 1925 yılından beri büyük önem verdiği görme engelli çalışmalarının birinin daha içinde olmak çok önemli ve değerliydi. 

Bununla birlikte itiraf etmeliyim ki özel bir defileyi seyredecek ve gerçekten çok sevdiğim Yüksek Sadakat grubunu dinleyecek olmak da ayrıca mutlu etmişti beni.  Yıllarca işim gereği ve aynı zamanda Fethiye’de yaşıyor olmam nedeni ile çok seyahat etmem gerekti. Uçaklar ikinci evim olduğu kadar araba yolculukları da yaşamımım ayrılmaz parçası.  Yüksek Sadakat benim araba yolculuklarıma eşlik eden müzik grubumdur. Onları canlı olarak dinleyeceğimi düşündüğümde aklıma belki son iki üç yıldır yolculuklarımda bıkmadan usanmadan onları dinlediğim geldi.  Yıllardır bana eşlik eden Yüksek Sadakat’ı ilk defa canlı olarak seyredecektim.

28 Nisan akşamının benim için bir anlamı daha vardı.  Ben Muğla Fethiye Lions Kulübü Derneği’nin üyesiyim.  Bu yıl, Derneğimizin bağlı olduğu Uluslararası Lions Dernekleri 118-R Yönetim Çevresi Federasyonu’muzun Başkan 2. Yardımcılığı için adaydım.  24 Nisan 2016 tarihinde Federasyon Genel Kurulumuzda seçimlerimiz vardı ve o gün Genel Kurulumuzda Delegelerimiz beni görevlendirmeyi seçmişlerdi.  Bayraklı Symrna Lions Kulübü’nün Gecesi 24 Nisan’dan sonra, bizim ifade ettiğimiz şekli ile “Seçilmiş Genel Yönetmen 2. Yardımcısı” olarak katılacağım ilk Lions aktivitesiydi.  Bunun da beni heyecanlandırdığını kabul etmek zorundayım.

Gecenin bana yaşatacağı, bu akşamın hep aklımda kalmasını sağlayacak olan “ilk”i ise önceden tahmin etmem mümkün değildi.  Sanırım hayatım boyunca hatırlayacağım özel ilklerden biri olarak kalacak. 

Tahmin edemediğimiz ve bir anda karşımıza çıkıveren.

*

Biraz serin ama berrak bir İzmir akşamında Bayraklı Turan’daki La Vie Nouvelle’e girerken gerçekten profesyonelce hazırlanmış bir organizasyona geldiğimiz mekândaki tüm detaylardan kendini bir anda hissettiriyordu. Giriş mekânının ilerisinde paravanlar ile kapatılmış sahne konseri müjdeliyordu.  Bu gece için hazırlanmış olan defilenin ise mekânın kapalı bölümünde yapılacağını öğrenmiştik.

Girişte gecenin sponsorlarının isimleri ile hazırlanmış olan bölümde fotoğraf çektirirken ne kadar çok kurum ve kuruluşun, kişinin bu geceye destek verdiğini görmek umut veriyordu.  Birlikte çalışmaya ve doğru çalışmalara destek olmaya inanan insanlar var.  İzmir Bayraklı Symrna Lions Kulübü Başkan ve Üyeleri yıllardır engelli çalışmalarına gönül veriyorlar. Ne mutlu ki bu inançlarını belli ki doğru ifade edebilmişler ve başka yüreklerde de bu heyecanı oluşturabilmişler.

Mekânın bizler için hazırlanmış olan açık alanında gecenin başlamasını beklerken yanımıza iki genç geldi.  Değerli Kardeşlerim Ümran Sevinç ve Yahya Aydın İşler. İki görme engelli kardeşimiz. Sohbet etmeye başladık.  Görme engelliler ile ilgili çalışmalar ile Lions sayesinde daha yoğun olarak tanışmıştım.  Fethiye Lions Kulübümüzde Kulüp Sekreterliği yaptığım 2009-2010 Döneminde Altı Nokta Körler Derneği’nin Fethiye Şubesi ile ortak bir çalışma yapmıştık “Engeller Başarıya Engel Değil” başlığı ile ve o günden beri görme engellilerin Fethiye’deki çalışmalarını yakından takip etmeye özen gösteriyordum.  Aynı zamanda Lions’un kurduğu vakıflardan olan Altı Nokta Körler Vakfı’nın da çalışmalarını takip ediyordum.

Dünya’daki Lions Kulüplerinin 1925 yılından beri “Göz Nuru” adı ile yaptığımız görme engelli çalışmalarına vesile olan, Lionları bu çalışmaları yapmaya davet eden kör ve sağır Helen Keller, ortaokulda hayat hikâyesini okuduğumdan beri benim idolümdü.  Ondokuz aylıkken geçirdiği bir rahatsızlık nedeni ile kör ve sağır olan Helen Keller, ailesinin ve öğretmenin desteği ile, o adeta yok olan bir yaşamın içinden çıkarak bir nevi yeniden doğuyor; ünlü Harvard Üniversitesi’nin kızlar bölümü olarak bilinen Radcliffe Üniversitesi’ni bitiriyor, yabancı diller öğreniyor ve Dünya’ya ilham oluyordu.

Helen Keller vazgeçmiyor ve yaşama bu kadar kuvvetle tutunuyorsa, bizlerin elimizden geleni yapmayı denemekten vazgeçme hakkımız var mıydı?  Ben doğmadan iki yıl önce, 1968’de hayata veda eden Helen Keller’e hayrandım. O çocukluğumda benim idolümdü ve sanırım hep de öyle kalacak.  Okumadıysanız otobiyografisi “Her Şey Su İle Başladı”yı okumanızı öneriyorum.  Kitabın Kuraldışı Yayınları’ndan çıkan bir baskısı yayında.

*

O akşam, Sevgili Yahya ve Ümran Kardeşlerimiz ile görme engelli çalışmaları ve yaşamlarımız hakkında konuşurken, Yahya Kardeşimiz benden bir şey rica etti. 
Bir anda o güne kadar görme engelliler ve görme engeli konusunda tüm yaşadıklarımın gerçekten bir film şeridi gibi gözümün önünden geçmesini sağlayan bir şey.

Bana burayı betimler misiniz?

Basit bir soru.  Basit bir cümle.

Yahya’nın sorusunu duydum ve bir anda sanki zaman dondu.  Önce sol tarafımda yüksek bir iskemlede oturan Yahya’ya bakakaldığımı fark ettim. Ben ayaktaydım. Sonra başımı kaldırdım, önüme, etrafıma bakmaya başladım.  Bir soru sormuştu ve sanki bir anda yaşadığımız an’a bir şey dokunmuştu ve zaman durmuştu.

Betimlemek.

Biz neredeydik?  Biz nasıl bir yerdeydik? Burada neler vardı? Kimler vardı?   Ve bunu Yahya için nasıl anlatacaktım?

Görme engelliler için dizilerin, filmlerin sesli betimlemelerinin yapıldığını biliyordum. Dinlemişliğim de vardı.  Hatta bu çalışmaları yapan Sesli Betimleme Derneği’nin çalışmalarını duyurmak için çaba göstermişliğim bile vardı.  Ama. Ama şimdi bana Yahya bana burayı betimler misiniz diyordu.  Anlatacaktım işte. Basit bir şey. Ama kalakalmıştım. Ne yapacaktım?

Ve sonra konuşmasının devamını duydum. “Burayı anlaman ve sonrasında hatırlayabilmem için bana her şeyini detaylı olarak tarif edin lütfen.” Ben hala sessizdim ve o devam etti. “Belki hiç fark etmediğiniz şeyleri fark edeceksiniz. Herşeyi tarif edin lütfen.

Ve nefes alıp başladım. Başladım önümüzdeki masanın ebatlarını, malzemesini, üzerindeki bardakları, tabakları tarif etmeye. “Mekânın üstü nasıl?” diye sordu Yahya. “Tamamen açık mı?”  Açık havada bir alandaydık.  “Üstünün kapanma ihtimali var mı?” diye sormaya devam etti.  Ben bilmediğim yeni bir dili öğreniyor gibi bocalıyordum ve heyecanlanıyordum.  Oysa 2009 yılından beri görme engelliler ile ne kadar çok defa bir araya gelmiştim. Sanki bilmediğim yeni bir dünyaya ilk defa adım atıyordum ve bunun şaşkınlığı ile başa çıkmaya çalışıyordum.

Bunları Yahya’ya ifade ettim.  Nasıl yapacağımı bilmiyordum.  “Sorularım ile size yardım edeceğim,” dedi ve öyle oldu.

Zemindeki malzeme nedir?” diye sordu.  Mermer olduğunu ve zemini oluşturan mermer parçalarının ebatlarını tarif ederken, o bana arada yumuşak bir zeminden geçtiğimizi söyledi. Hemen arkama döndüm ve ortasında olduğumuz mekânın girişine ve zemine detaylı olarak baktım.  Evet, iki yere kırmızı halı serilmişti.  Girişe ve sonra mekana girince biraz ileride sağda olan sponsor isimleri ile fotoğraf çektirdiğimiz panonun önüne.  Kırmızı halıların ebatlarını ve yerlerini tarif etmeye çalıştım kendimce.  Ve pano önünde beraber fotoğraf çektirmemizi rica ettim. İlk defa bir görme engelli koluma girdi ve beraberce oraya yürüdük. Yahya, Ümran, ben ve o akşam bizlerle olan İngilizce Öğretmenleri ile. Evet, onlar İzmir Bayraklı Symrna Lions Kulübü’nün katkıları ile İngilizce de öğreniyorlardı.

Fotoğraf çektirmek üzereyken Yahya bir şey daha söyledi.  “Lütfen çekiyoruz diye seslenin, oraya bakarız.

Ben bu dünyayı sözde biliyordum, ben bu dünyayı sözde önemsiyordum.  Oysa öğrenecek ne kadar çok şey vardı. Çok şükür ki öğrenmeye devam ediyordum.

Yüreğimde başka bir mutluluk ile iyi ki buradayım dedim. İyi ki bu gece var ve iyi ki ben buradayım.

*

İzmir Bayraklı Symrna Lions Kulübü 2015-2016 Dönemi Başkanı Sayın Lion Serhan Şen’e ve Değerli Üyelerine yıllardır bu çalışmaları, özenle, inançla, çıtayı hep yükselterek, yüreklerini katarak, hizmete inançla sürdürdükleri için yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.  O gece tüm konuklarını gerçekten ailelerinin ferdiymiş gibi ağırladılar. Muazzam ev sahipliklerini ve çalışmalarına inançlarını görmek insanı yüreklendiriyor.  Onlarla aynı inancı paylaşan sponsorlarına da yürekten teşekkürlerimizi sunuyorum.  Birliğin gücüne inanmanın, ihtiyaçları karşılamak için birlikte çalışmanın gücünü görmemizi sağladılar.

Yaşamda iyi insanlar var. 
Ve onların varlığına şahit olmak umuda ve sevgiye inancımı kuvvetlendiriyor.

Yürekten saygı ve sevgilerimle.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Karate Denilen Harika Yol


Uzun zamandır Fethiye'den uzaktım. Dün Kandil vesilesi ile Fethiye'deki Karate Hocam, Dünya ve Avrupa Şampiyonu 7. Dan Shihan Ömer Habeş'i ziyaret etme şansım oldu.

Karate denilen bu harika yol ile beni tanıştırdığı, buluşturduğu için kendisine yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygı temeli ile üzerine kurulan bu yol, beklenmedik şekilde, kendimiz kadar yaşamı da keşfetmemizi nasıl da sağlıyor.

Karate'nin hep yaşamımda olması dileğiyle.


3 Mayıs 2016 Salı

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Demir Elmaağaçlı


Bu sabah Dünya Şampiyonu Milli Okçumuz Sayın Demir Elmaağaçlı ile tanışmak harika.

2015 yılında Meksika'da Dünya Şampiyonu olan Elmaağaçlı, Çin'deki bir turnuvadan dönüyordu.
Ülkemizin spordaki başarılarının hep artması, spor ruhunun tüm yönleriyle yaşamlarımızda kalıcı yer bulması dileğiyle.

Yaşam nasıl da bir anda umut ve mutluluk ile dolduruyor insanı.