İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

7 Haziran 2009 Pazar

Behçet Bey'i Farklı Kılan Ne?





Bugün üyesi olduğum Fethiye Lions Kulübü Derneği olarak dönem başkanı Sn.Vasfiye Doğan ve kulüpten arkadaşlarım ile birlikte Fethiye Belediye Başkanı Sn. Behçet Saatcı’yı makamında ziyaret ettik. Genel bir nezaket ziyaretiydi bu. Ve bir yandan konuşmalara hem iştirak edip hem de dinlerken, bir idareciyi ne başarılı yapar diye düşündüm. Üçüncü defa belediye başkanı seçilen Behçet Bey’i farklı kılan neydi?

Behçet Bey ile ilk defa ne zaman tanışmıştım? Fethiye’deki ikinci resim sergimin açılışın da mı, yoksa Fethiye Belediye Spor Yelken Kulübü’ndeki gençler ile buluşmasında mı? Hatırlayamıyorum. Fethiye’ye gelip gideli dört yılı biraz geçti ama sanki çok uzun zamandır Fethiyeliymişim gibi hissediyorum. Ve bazı anıların detayları biraz silikleşmeye, bazen de sıraları karışmaya başlıyor.

Sahi, neydi Behçet Bey’i farklı kılan?

Öncelikle herkese her an kapısının açık olduğunu hissettirmesi diyeceğim. İnsana güven veren bir his bu. Birilerinin bizi dinlediği ve dinleyeceği hissi çok kuvvetlendirici bir şey. Şehrindeki herkesin derdini dinlemeye gönüllü olduğu hissini veren bir tarzı var Behçet Bey’in. İnsana kıymet veriyor. Bunu hissettiriyor, davranışları ile gösteriyor. Ve sanki ben de bu günlerde insana kıymet verenleri daha çok arıyorum. Belki ben de onlara bunun kıymetini bildirmek istiyorum.

Behçet Saatcı her yaştan, her konumdan ve şarttan insan ile iletişim kurmayı pek güzel başarıyor. Buna gayret ettiğini gösteriyor. Çocukların Behçet Amcası duygularını hissetmekten ve yaşamaktan çekinmeyen bir insan olarak oldukça sahici ve gerçek olarak duruyor karşımızda. Yapmacık ve sahte ilişkilerin yaşamlarımıza girmeye başladığı bu günlerde Fethiye yüreği ısıtan dostlukların tadını sanki başkanının duruşunda da alıyor.

Sabah saatin dördü, yani ertesi sabah olmak üzere. Ve ben hakiki olan üzerine düşünmeden edemiyorum bu gece. Gerçek sevgi, gerçek inanç, gerçek duygu ve düşünceler üzerine düşünüyorum. Etraf sessiz. Sanki çıt çıkmıyor. Az önce nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan bir motosikletin sesi sessizliği bir anlığına böldü, ama ben daha çok, ve belki de bir süredir duymadığım kadar parmaklarımın altındaki klavyenin çıkardığı sesleri duyuyorum. Ne kadar da yüksek.

Her anımızda, yaşadığımız her anda, karşılaştığımız her insanla ve attığımız her adımda, bir karar alıyoruz. Hakiki olup olmama kararı. Yürekten olup olmama kararı. Sevip sevmemek kararı. Hepimizin bir bütünün parçaları olduğuna inanmak veya yalnızlığımızın kaderimiz olduğunu kabul etmek kararı.

Bu gece uzunca bir süredir düşünmekte olduğum bir fikrin kesinliği yataktan kaldırdı beni. Henüz uyumuş değildim, ama beni yataktan kaldıran ruh hali yaşamın karşıma çıkardıklarını kabul etmek ve buna şükretmek gereğini bedenimin sanki her hücresinde hissetme haliydi.

Behçet Saatcı’yı farklı kılan esasında hepimizi farklı kılabilen şeydi. Tüm maskelerden arınmış olarak sevdiğimiz şeyleri tüm yüreğimizle yapmaya giriştiğimizde bizi saran kuvvet ve heyecan.

Benim için bu, kim bilir kaç gece yarısı beni uykudan uyandıran veya uyutmayan yazmaya duyduğum ihtiyaç ve sevgiydi. Gecelerde, gündüzlerde beni kaleme kâğıda, bilgisayarın başına götüren arzu. Belki sizin benim yazdıklarımı duymaya ve okumaya ihtiyacınız olmayabilir, ama benim beni bekleyen yarına uyanabilmem için yapmam gerekiyor. Kısa bir ziyaret düşüncelerimi farklı yerlere taşıyor.

Allah mahcup etmesin. Yüreğinin yolunda yürümek isteyenlerin yolu hep açık olsun.
03.06.2009, Fethiye