İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

10 Haziran 2009 Çarşamba

Bahçedeki Kelebek


Şövalye Adası’na uzun bir aradan sonra ilk defa gitmiştim. Bahçede otururken gözlerimin önünden küçük açık sarı renkte bir kelebek geçti.


Birkaç yıl öncesine gitti aklım. Bir Pazar günü bahçedeki salıncakta oturmuştum. Reiki vereceğim iki genç İngiliz hanımı bekliyordum. Müzik setini dışarı koymuştum ve The Waltz of the Butterfly, Kelebeğin Valsi çalıyordu. Gecikmişlerdi ve bende biraz sıkılmaya başlamıştım.
Ve aniden sanki çalan müziği duyduklarını belli etmek ister gibi birbiri ile dans ederek uçan iki kelebek geldi bahçeye. Bir süre onları seyretmeye dalmış ve her şeyi oluruna ve akışına bırakmamı hatırlattıklarını düşünmüştüm.


Bir iki dakika kelebekleri seyrettikten sonra bahçe kapısının açıldığı fark etmiştim. Biraz yorgun ve telaşlı iki hanım kapıda belirmişti. Meğerse ben mutfaktayken evin yanından geçmiş ve ta adanın diğer ucuna kadar yürüyerek evimi aramışlar. Artık beni bulamayacaklarını düşünüp biraz umutsuz ve bezgin otellerine geri dönerken beni bahçede görmüş ve sevinçle içeri girmişler.


Şimdi bahçemde dolaşan bir küçük kelebek bana birkaç yıl öncesini nasıl da bu kadar canlı olarak hatırlatmıştı?




Küçük kelebeğin bahçemde dolaşmasından birkaç saat sonra Fethiye’ye dönmek üzere iskeleye indim. Beni alacak olan tekneyi beklemeye başladım. Uzaktan tekne göründü, yavaşça yaklaştı. İçinde adadaki otele gelen İngiliz müşteriler vardı. Tekneye binerken hepsine selam ettim ve oturdum.


Bir iki dakika geçmemişti ki İngilizlerden bir bey bana “Siz doktorun kardeşi miydiniz?” diye sordu. Kuzenim Dr. Erdoğan’dan bahsediyordu. “Hayır, kuzeniyim,” dedim gülümseyerek. Bey konuşmaya devam etti, “Biz birkaç yıl önce sizinle tanışmıştık.” … “Bundan dört yıl önce. Siz iki kızımıza Reiki vermiştiniz, hatırladınız mı?” Belli edip etmemekte tereddüt ettiğim bir şaşkınlık aldı beni. Daha birkaç saat önce hatırladığım iki genç hanımdan bahsediyordu. Kızlarından. Yıllardır aklıma gelmeyen ama o gün bana bir kelebeğin hatırlattığı kızlarından. Aradan demek dört yıl geçmiş. “Bir de takvim vermiştiniz bize hatırladınız mı?” dedi son olarak İngiliz bey, “sizin resim çalışmalarınız yer alıyordu.” Unutmuştum, o yıl benim yağlı boya resim çalışmalarımdan bir takvim bastırdığımızı unutmuştum.


Yaşam enteresan tesadüflerle dolu. Bildiğimiz ve bilemediğimiz gizemlerle. Kimi tesadüflerin anlamlarını ve mesajlarını net olarak görebiliyorum. Kimileri daha gizemli kalmayı tercih ediyor.

Ama inanıyorum ki tesadüfler bana her zaman doğru yerde olduğumu teyit ediyor.


Tesadüfleriniz bol olsun.


Sevgilerimle.