İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

5 Mayıs 2020 Salı

Yaşam, Ölüm, Tercihler, Zamanlama

Çok sık değil ama, ölmeden önce mutlaka yapmak istiyorum dediğim şeyler oldu.

Yapmadan önce ölmek istemiyorum dediğim şeyler.


Ölümü çok sık düşünüyor değilim. Bununla birlikte, ilkokulda, ortaokulda, üniversite yıllarında, ölüm ile karşılaştığımız zamanlardan çok ölümün ayak sesleri duyulmaya başladığında ve belki dünyanın yaşadıkları ve belki de elli yaşımı tamamlamakta olduğumdan bugünlerde, ölüm hakkında düşündüğüm zamanlar oldu.  


Ölümün yaklaştığı anları bilebilenler, fark edebilenler olduğu gibi, en azından bizim açımızdan, ölümle aniden karşılaşanlar da var. Yaşam dediğimiz bu süreç ile nasıl vedalaştığımıza dair, gözlemleyebildiklerimizin dışında pek bir bilgi yok.  Farklı öğretilerden farklı hocaların açtığı kapılar var.  Daha çok bir kabul ile ilerleyen dinin de bize düşündürüp hissettirebildikleri var.  Yine de, bunlarlada birlikte, o son nefesin verilişini yaşayarak deneyimleyeceğiz.  


O anın nasıl yaşanacağına dair bir merakım hiç olmadı.  Bununla birlikte, kimi zamanlar, o anda, yaşadığım bu yaşama dair hissedebileceklerime dair düşüncelerim oldu.  Esasında o düşünceler, nasıl yaşamayı seçtiğimi de belirledi çoğu zaman.  


*


Yaşamın dizginleri bazen ilahi adelete bırakmayı seçtiğim için yaşadığım haksızlıkların hepsinin peşinden koştum diyemem.  Bana yaşatılanların kendi imtihanım olmaktan çok başkalarının kendi seçimleri ile imtihanları olduklarını da gördüm.  Belki de katlanabilme gücümüz olduğu için yüzleşebildiklerimizin yol ayrımlarındaki seçimlerine şahit olan bizler olduk.


Adalet arayışının peşinden koşmamayı seçmenin daha az acı verdiğini ya da daha az üzücü olduğunu söyleyemem.  Kendi seçimlerimden dolayı pişmanlık duyduğum da oldu. Yine de, geriye dönüp baktığım, farklı şekilde davranmamın mümkün olmadığını da görüyorum.


Adalet aramak ile ilgili, yasalar ile hak arayabildiğim noktalardan bahsetmediğimi tahmin etmişsinizdir.  Yaşamda adalet dilediğimiz anların çok büyük çoğunluğu yaşamın siyah ve beyazlarından çok gri dediğimiz dünyasında saklı. Tüm tonları ile o gri dünyada adalet insanların vicdan duyguları ile yazılıyor.


*


Bu yazının az önce okuduğunuz paragrafını tamamladığımda telefon çaldı. 


Esasında son cümleyi yazdıktan sonra geriye yaslanmak, biraz nefes almak ve bana bu duyguları hissettiren yüzlerce anın sanki üzerime doğru gelmesinden biraz kurtulmak istiyordum.  Aslında, son aylarda en ferah hissettiğim günlerden birini yaşıyordum ve içimden çıktığını fark ettiğim duyguların ve düşüncelerin koyu renklerini fark etmek beni biraz etkilemişti. Devam edebilmek için nefes almaya ihtiyacım vardı. Yazmak için biraz cesaretlenmeye ihtiyaç duyduğumu hissediyordum.


İşte telefon o zaman çaldı.


O telefon görüşmesinin içeriği bir yana, ruhumun ihtiyacına yanıt ilahi zamanlama benin sakince gülümsetti o konuşmanın sonrasında…

Hiç yorum yok: