İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

8 Temmuz 2020 Çarşamba

Şampiyonların Yolu

Benim çok defa karşıma çıktı ve her defasında da beni etkilemeye devam ediyor.  Bir orkidenin hızla büyüyen dalınca tomurcuklar oluşmaya başladığını fark edersiniz bir gün. Ve öyle bir an gelir ki, o tomurcuk ya hızla büyümeye ve sonrasında da beyaz, pembe ya da morun farklı bir tonunda açmaya başlar. Ya da, o sırada her ne olmuşsa, o tomurcuk, açamadan, bir anda dalından kopar ve yere dökülür.

Bugünlerde Dünya’dan farklı sporcuların hayat hikayelerini okuyorum, inceliyorum ve neredeyse her birinin çocukluktan Dünya şampiyonluklarına, Olimpiyat şampiyonluklarına uzanan hayatlarını okurken, izlerken, bir yandan gözümün önüne hep orkide tomurcukları geliyor.  

Bu her biri farklı özellikleri ile güçlü ve başarılı gençlerin yaşamlarında neler doğru yapıldı ki, bu çocuklar hem spor hayatının onların yaptığı şekli ile zorlu yoluna çok uzun yıllar devam etmeyi seçtiler ve aynı zaman da başardılar.  Hangi yetenekler ise o açamadan dökülen tomurcuklar gibi özlerindeki cevheri tam olarak yaşamadılar.

Kimi sporcuların, mesela 19 yaşında Dünya şampiyonu olup öncesinde 15 yıl kadar o sporu yaptıklarını görüyoruz. 4, ya da 5 yaşlarında bir spora başlayıp devam ediyorlar. 

Ve, bir yandan şunu da düşünmeden edemiyor insan.  Kimi sporcular ile ilgili çocukluklarında farklı aşamalarda çekilen videoları, tesadüfen yapılan ve yıllar sonra çok anlamlı hale gelen röportajları dinlerken, o çocukların, hocalarının, onlarla röportaj yapanların söylediklerini duyunca, şunları düşünmeden edemiyorum.  

Öncelikle bu çocuklardaki cevheri keşfetmeyi nasıl başardılar?  Ve o uzun yıllar boyunca hem teşvik etmeyi, hem korumayı, hem yüreklendirmeyi, hem geliştirmeyi nasıl başardılar?  Yaşamın heyecanı ve merakları ile dolu çocukların ve gençlerin bu emek isteyen yola devam etmelerini nasıl sağladılar?

Başarılı bir sporcu yetiştirmenin ne kadar büyük emek olduğunu bazı Olimpiyat sporcularının hayatları ile ilgili bir araştırma çalışması yaptığım son sekiz aydır daha çok fark ediyorum.

Olimpiyatların temel prensipleri mükemmeliyet, arkadaşlık ve saygı, rekabet ve kazanma arzusunun da ötesinde bir güç yaratıyor sanki.  Rakiplerine üstünlük sağlamak için çalışırken efsane olmuş sporcuların kendilerini geliştirmek, kendilerini aşmak ve zihnin ve bedenin sınırlarını zorlamak için bir mücadeleye girdiklerini görüyoruz.

Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatlarının 2021 yılına ertelenmesi büyük emekle hazırlanan sporcuları tabii ki benden daha çok hayal kırıklığına uğratmış olmalı.  2021 yılında yapılıp yapılmayacağı kesinleşmeyen Yaz Olimpiyatlarını 2022 yılında Pekin’de yapılması planlanan Kış Olimpiyatları takip edecek mi onu da tam bilemiyoruz.

Hepimiz bu beklenmedik zamanlarda yaşamdaki yolumuzu bulmaya çalışırken, şampiyonların yolunda onların fiziksel, zihinsel, duygusal dünyalarında neler oluyor, bunlar muhtemelen önümündeki yıllarda öğreneceğiz.

Pandemi ile yaşadığımız bu zorlu dönemin hepimizin içindeki cevherleri ve henüz keşfetmediğimiz kuvvetlerimizi keşfetmemize vesile olmasını diliyorum.

Sevgiyle.

Hiç yorum yok: