İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Madonna Madonna

Bu yaz Madonna’nın yeni başlayan Avrupa turnesinin ilk konserini Londra’da O2 Sahnesinde seyretme şansım oldu. İlk konser olması nedeniyle tüm biletler uzun süre öncesinden tamamen satılmıştı. Bizde Temmuz ayındaki konserin biletlerini Şubat ayından almıştık.

Madonna’nın bu konseri bir nevi gövde gösterisi gibiydi. “Ben bu sektörde varım ve çok iyi durumdayım,” diyordu Madonna.

Londra’da kalabalık mekânlara, konserlere maçlara gitmek zor olmuyor. Gerçekten iyi işleyen ve kullanması kolay bir toplu taşıma sistemi var Londra’nın. Madonna’nın konserinin olduğu gün O2’ya giden metro hattı Jubilee kapalıydı, ama hemen buna alternatif olacak yolları hazırlamışlardı. Aklıma geçen sonbahar Londra’da gittiğim Arsenal-Porto Şampiyonlar Ligi karşılaşması geldi.

Tıklım tıklım dolu ve zaman zaman nefes almakta zorladığım metro vagonları ile gittiğim maçta Arsenal stadyumu tamamen doluydu ama o kalabalığa rağmen gidiş ve gelişler kalabalıklara rağmen yine de bir düzen içindeydi. Maçta en çok dikkatimi geçen izleyiciler arasında her yaş grubundan insan olmasıydı. 70’li yaşlarında oldukları belli olan tatlı çiftler, önümde oturan aile gibi ilk ve ortaokul çağlarındaki çocukları ile gelenler vardı. Tezahüratların terbiye ile yapıldığı, kimsenin kimseye zarar vermediği sakin maç ortamı beni düşündürdü. Holiganları ile meşhur İngilizlerin büyük bir kısmı için belli ki futbol bir aile eğlencesiydi. Benim Türkiye’de İstanbul statlarında izlediğim futbol karşılaşmaları ise bambaşka manzaralar göstermişti.

Madonna gerçekten yoğun, fiziksel aktivite seviyesi yüksek güzel bir şov hazırlamış. Belki onunda etkisini hissettiği rekabet ortamı nedeni ile dansları ve şovu Madonna imzasını taşımaktan çok günün esprisini yakalama gayretini hissettirdi bana. “Madonna zamana uyabiliyor,” dedirtmek istediğini hissettim. Madonna’ya özgü orijinalliği biraz eksik gelse de yüksek performanslı, izleyicisi her an canlı tutan ve eğlendirerek meşgul eden bol danslı bir şov vardı. O2 sahnesinde ilk defa bir konser seyrettim ama sahnenin imkânlarının da güzel kullanıldığını söyleyebilirim.

Konserde tek bir şey içimde kaldı. Benim kupa/mug koleksiyonum var. Konserde kupalar belki de emniyet gerekçesi ile konserin sonunda satılmak üzere duruyordu. Ancak konser çıkışı geri dönebilmek için binmemiz gereken tekneyi kaçırmamak için konserden çıkan binlerce insan gibi ben ve konsere beraber gittiğim kuzenlerim hemen teknelere koşmak zorunda kaldık. Londra metro hattında Jubilee hattının çalışmaması tekne kullanmayı zorunlu bıraktı. Madonna konserine bir saat kadar geç çıkınca da binlerce kişi konser bitiminde bizim gibi teknelere akın etti. Bu nedenle de konser sonu almayı planladığım kupaya kavuşmak da hayal oldu. Eh ben de hafızamdaki anılar ile idare edeyim bu defa.

Ah, bir de dün akşam televizyonda dinlediğim habere göre Madonna’nın sonbaharda bu turnenin son konserini İstanbul’da verme ihtimali varmış. Kim bilir belki de kupayı almak o zaman nasip olacak…