Bu akşam uzun bir aradan sonra Fethiye’de Karate
antrenmanına katıldım. Fethiye’de 15
Temmuz’un sıcağı ve antrenmanın yoğunluğu ile karate kıyafetimin her santimetre
karesinin sırılsıklam olduğu antrenmanın sonunda, Değerli Hocam Shihan Ömer
Habeş, kimi antrenmanların bitiminde yaptığı gibi kısa bir konuşma yaptı.
Bayrağımıza sorumluluğumuzdan, inançlarıma, inandıklarımıza
sahip çıkmamız gerektiğinden bahsetti.
Bunu her zamanki, o Dünya Şampiyonu Karateci kimliği ile çok örtüştüğünü
düşündüğüm sakin, huzur ve dingin duruşu, sakin ve içinde gülümseme taşıyan
sesi ile yaptı. 90 dakika boyunca
gerçekten kan ter içinde kalmış olan sınıf sessizlik içinde onu dinliyordu. Antrenmanın belki ilk yirmi dakikasından
sırılsıklam olan kıyafetimin kolları ile yüzümdeki teri artık rahatlıkla
silemiyordum ama sınıfta önümdeki sıradaki iki sınıf arkadaşlarımın da
kıyafetlerinin sırılsıklam olduğu gördüm.
Ben birkaç aydır antrenmanlara düzenli gelemiyordum. Onlar çok daha
düzenli katılabiliyorlardı ama onların da durumu benden çok farklı değildi
anlaşılan.
Ömer Hoca “Yaşam kısa,” dedi. “Kırmaya, üzmeye değmez.” Yüzünde çok doğal huzurlu bir tebessüm
vardı. Bunun ona özgü bir doğal bir hal
olduğunu öğrenmiştik artık. Devam etti. “Yarın burada olup olmayacağımız belli
değil. Birbirimizin kıymetini bilelim.
Birbirimizin kıymetini bilmiyorsak,
hayatta neyin kıymeti var.”
*
Bir süredir Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği’nin 99.
Uluslararası Konvansiyonu için Japonya’daydım.
Ağırlıklı olarak Fukuoka şehrindeydim. Akabinde Hiroşima, Osaka, Kyoto
ve Tokyo’ya da gitme şansım oldu ama toplantılarımız Fukuoka’daydı. Japonya’dan ayrılmadan önce İstanbul’da,
Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen saldırının haberini aldık. O günden
beri başta Lions Kulübü Üyesi dostlarım olmak üzere Dünya’nın birçok yerindeki
arkadaşlarımdan taziye mesajları, geçmiş olsun mesajları aldım. Almaya devam ediyorken dün gece Fransa’nın
Nice şehrindeki saldırının haberini aldık.
Dünya’da insanın nefret ve ateşle imtihanı devam ediyor. Halide Edip Adıvar’ın “Türk’ün Ateşle
İmtihanı” benim en sevdiğim romanlardan birinin. Kurtuluş Savaşımızı, o günler savaşın içine
girerek yaşamayı seçmiş bir kadının gözünden görmek, yaşamak değerli gelir
bana. Halide Edip Adıvar’ın mezun olduğum Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden
mezun olmuş olması onun paylaşımlarını galiba biraz daha sahici kılıyor benim için. Tanımıyor olsam da farklı bir
tanıdıklık hissi ile okuyorum Halide Edip Adıvar’ı.
Savaşı yaşamış nesillerden çok uzak değiliz. Türkiye II. Dünya Savaşı’nı Avrupa gibi
yaşamadı belki ama bizler I. Dünya Savaşı’nı yaşamış, Kurtuluş Savaşı’nı
yaşamış büyüklerimizin çocuklarıyız, torunlarıyız ya da torun
çocuklarıyız. Savaşlarda yaşananlar
bizler için anlatılan hikâyelerden öte gerçek.
Ailemin insandan nefret etmek gibi bir yaklaşımı yoktur, yani insana
saygı önemlidir bizler için. Bununla birlikte, özellikle Babamın kendi
babasının anlattıklarından kimi toplumlar hakkında çekinceleri vardı. Balkan
Savaşları ile başlayan süreç, Dedemin Suriye’de, farklı cephelerdeki
savaşlardaki görevleri sırasında karşılaştığı farklı milletlerden askerler ve
siviller ile temaslarında yaşadıkları, o kişilerin Türk askerlerine
davranışları ve yaptıkları, kimi toplumlar hakkında kalıcı izlenimler
oluşturmuştu. Birebir yaşadıklarından
kaynaklanan bu izlenimlerini oğluna zaman zaman anlatmıştı.
Savaşın o gerçek ağırlığını yaşayanların daha adil ve daha
hoşgörülü olduklarını düşünüyorum bazen.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ömrünü, sağlığını, varlığını, her
şeyini adadığı ülkesi ve milleti için yaptığı o savaşlardan sonra “Yurt’ta
Barış, Dünya’da Barış” diyebilmesi en acıyı görmüş olmasından. Derinlemesine
yaşamış olmasından. Kurtuluş Savaşı
denilen Türk Milletinin o mucizevi kurtuluş sürecinin mesuliyetini taşıyan bir
asker, bir kumandan, bir insan olarak nasıl yaşanır bunu anlamayı halen
başaramıyorum. İnsan üstü bir ruh olmak
lazım. Ve bu muazzam sorumluluk ve acı
yüklü süreci yaşadıktan sonra insana, cana, ve canların feda edildiği ülküye
saygı yaşamın tamamına saygıya dönüşüyor adeta.
Savaş ruhunu bırakıp sanata, kalkınmaya, insanın gelişimine doğru bir
hedef için yol gösteriyor Mustafa Kemal Atatürk. Onun varlığı, onun bizler için ömrünü
adayarak yaptıkları beni kıymetli hissettiriyor.
*
Bu akşam Fethiye’de aklımda çok şey dolaşıyor. Şefkat ve sevecenlikle her yaştaki
öğrencisine yaklaşan Avrupa ve Dünya Şampiyonu Karate Hocam Sayın Ömer Habeş,
kuvvetin ve başarının esas anlamının mütevazıce inandığını yapmak olduğunu
gösteriyor. Fransa’da yaşanan ve
ülkelerin politikaları ile ilgili olumlu olumsuz görüşlerin uçuştuğu ortamda,
sayılar ile ifade edilen o her bir canı düşünüyorum. Atatürk Havalimanı’ndan kaybettiğimiz her
canda olduğu gibi. Yıllardır verdiğimiz
her şehitte olduğu gibi. Bundan kısa bir
süre önce İstanbul’da sabah gazeteyi okurken şehitlerimiz için verilen, daha
önce gördüğüm onlarca ilandan bir tanesine daha bakarken, isimlerine ve
fotoğraflarına dikkat etmeye çalışıyorum o toplu ilandaki her şehidimizin. Her biriniz benim için önemlisiniz demek
istiyorum kendimce. 5 şehit, 7 şehit, 1
şehit. Sayılarla düşünmek
istemiyorum. Herkesin birilerinin canı,
ruhu, kıymetlisi, yoldaşı, evladı, komşusu olduğu bilerek.
Ülkeler, politikalar, savaşlar. Nefrete inanmayı seçemem. Hakların korunmasına, adalete
inanıyorum. Ülkemin korunması benim
birinci önceliğim bunu da inkâr edemem. Bununla birlikte sadece Fethiye’deki
arkadaşlarımı, komşularımı, sevdiklerimi değil, sadece Ailemi değil, sadece iş
arkadaşlarımı değil, sadece görev yaptığım derneklerdeki arkadaşlarımı
değil, yüreği insan sevgisi, dostluk ve
kardeşlik duygusu ile atan herkesi sevmek istiyorum ben. Ne kadar safça gelse de biz insanların
birbirimize sahip çıkmak, birlikte birbirimizi yükselterek var olmak için
geldiğimize inanıyorum ben. Ve yolun bir aşamasında bunu seçip seçmeme kararını
verdiğimize de.
Bu gece, Sayın Ömer Habeş Hocamın Karate Dojo’sundan, Karate
salonundan kan ter içinde çıkmış araba ile eve gelirken kafamda yankılanan
sözleri rehberim olmaya devam etsin diyorum.
“Birbirimizin kıymetini bilmiyorsak, hayatta neyin kıymeti
var.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder