İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com
Söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2015 Çarşamba

Nazar diyorlar

Dün akşam bir kaç e-posta aldım. Esasında ara ara konuştuğumuz bir konudan bahsediyorlardı. Evet, çoğunlukla istemeyerek, hatta bilmeden bize enerjileri ile zarar verebilen insanlar olabilir. Kendimizi korumak için yapabileceklerimiz var, bununla birlikte kendimizi korumanın veya sakınmanın her an aklımıza gelmesi mümkün değil. Dünya daimi bir enerji akışı içinde. Bu akış bazen besleyip bazen yıkabiliyor.

Önemli olan şu geliyor: Biz yıkmayalım. Biz başkalarına enerjimiz ile zarar vermeyelim.

Yaşam yolunda enerjimizin nasıl yayılmakta olduğunun sorumluluğu sözlerimiz, davranışlarımız kadar önemli.

Niyetimiz enerjimizin sadece olumlu etkilerinin başkalarına ulaşması ve varsa olumsuz etkilerinin dağılması, örneğin doğaya,veya mesela kendimize olumlu kaynak olması, dönüşmesi olabilir.

Başkalarını kontrol edemeyiz, kendimizi kontrol etmekten başlayalım.

Yaşamdaki şiddet gibi enerji dünyasındaki bu bir nevi şiddeti azaltacak koruyucu zincir, belki de bu şekilde halka halka bizlerden oluşacak.
Yüce Yaradan'ın desteği ve koruması sizlerle olsun.



15 Ekim 2014 Çarşamba

Doğruluk payı var.
Sözlerimizin gücünün farkında olalım.

29 Nisan 2014 Salı

Sözler


Her zaman emin olamasam da ağzımdan çıkan kelimelerin karşımdaki insanı haksızlığa uğratmadığından emin olmak istiyorum.

Kelimelerim başkalarını yükseltiyor mu, düşürüyor mu?

Sadece olumlu şeyleri söylemekten bahsetmiyorum. Sadece övmekten bahsetmiyorum. 

Doğruları söylemekten kaçmaktan bahsetmiyorum. Doğrular bazen acı olabilir. 

Her ne söylüyorsam bunu hangi niyetle ve nasıl söylüyorum? 

Ezmek, küçültmek, küçük düşürmek, haksız çıkarmak, kendimi haklı çıkarmak, üzmek için söylüyorsam, bu olumsuz dalga önce karşımdakini etkiliyor gibi görünse de bumerang gibi bana geri dönecektir.

Kelimeleri hep güçlerinin ve önemlerinin farkında olarak kullanmak niyetiyle.

28 Mayıs 2013 Salı

Suyu Güçlendirmek

Suyu niyetiniz ve sözleriniz ile güçlendirin. 

İçeceğiniz ilk bardak suyu ellerinizin arasında tutarak, suyun bedeninizi ve ruhunuzu arındırması ve güçlendirmesi niyetiyle,  "Su sana saygı duyuyorum, su sana teşekkür ediyorum, su seni ve yaşamı seviyorum," demeye ne dersiniz...

Teşekkürler Emoto...

Masaru Emoto bize sevgi ve şükran'ın güneş ve gölge gibi yaşamda ihtiyaç duyduğumuz bir dengeyi sunduğunu söyler. Sevgi ve şükran'ın güneş ve ay gibi olduğunu. Ayrılmaz iki parça.

Aynı zamanda, yaşamlarınızda şükran sevgiden bile üstün bir gücü olduğunu hatırlatıyor. Gölge gibi edilgen bir güç olan şükran'ın yaşamlarımızda sevgiden iki kat fazla olması gerektiğine inandığını paylaşıyor Emoto. Yaşamlarımızda dengenin bu şekilde var olacağını. Su molekülündeki 2 hidrojen 1 oksijen atomu oranını hatırlatıyor, H2O'yu.

*

Masaru Emoto suyun, bedenimizdeki suyun, yeryüzündeki göllerin, nehirlerin düşüncelerden, sözlerden, niyetlerimizden nasıl etkilenebildiğini su kristallerinin fotoğraflarını çekerek bizlere gösterdi. Dünya'da yeni farkındalıkların kapısını açtı.

Masaru Emoto'yu okumadıysanız mutlaka öneriyorum. Ve hep hatırlamamız gerektiğine inanıyorum.

*

İskoçya'da, Findhorn Ekoköyü'nde, küçük bir gölün kenarında taşların üzerinde yazan güzel kelimeler geliyor gözümün önüne. Olumlu düşüncelerin ve kelimelerin gücünü yaşamımıza daha çok dahil etmemiz gerektiğini her gün daha çok hissederek.

Sevgi, şükran kelimeleri ve bu enerjiler kadar bereket, neşe, keyif, sağlık ve mutluluk da hep sizlerle olsun.

11 Ocak 2009 Pazar

İletişim: Sözlerimiz Yaşamımızı Yaratıyor



Marshall Rosenberg’in “Şiddetsiz İletişim” başlıklı kitabını okumuş muydunuz?

Rosenberg 35 yılı aşkın bir süredir konuşma şeklimizi değiştirerek yaşamımıza ve yaşadığımız topluma nasıl huzur ve barış getirebileceğimizi öğretiyor. Şiddetsiz İletişim Merkezi ile dünyaya sözün önemini ve gücünü, barışa katkısı anlamında tekrar ve tekrar anlatıyorlar. Öğretiyorlar.



Japon Masaru Emoto ve Louise Hay’de yıllardır sözün gücünü anlatıyor. Özellikle Louise Hay çok uzun yıllardan beri. Onaylamalar ve sözlerin ve düşüncelerin sağlığımız üzerindeki etkileri konuları artık birçoğumuza yabancı değil. Aklıma gelen başıma geldi diyen büyüklerimizin sözlerinin çok büyük bir gerçeği işaret ettiğinin farkındayız. Sözlerimiz ile bir gerçeklik yaratıyoruz. Sözlerimiz ile bizi etkileyen enerjiler yaratıyoruz.



“Yaramaz” diye seslendiğimiz çocuğumuzun belki biraz hareketli, oyun oynamayı sever, belki de eşyaları karıştırmayı sever olduğunu söylemek istiyoruz. Ancak yaramaz kelimesinin işe yaramazlığı ifade ettiğine dikkat etmiyoruz.

Yıllarca ‘yaramaz’ olan çocuk, büyüyünce ‘yarar’ hale gelebiliyor mu acaba?

Bilinçaltımız espriden anlamıyor, mecazi anlamlar konusunda da çok başarılı değil. Söylediklerinizi kelime anlamı ile doğru kabul ediyor. Kelimenin sözlük anlamı o kelimenin enerjisini büyük anlamdan tarif ediyor.

Bu nedenledir ki “unutmayın” demek yerine “hatırlayın” denmesini öneriyor birçok hoca. “Unutmayın” derken “unutmak” kavramını, enerjisini davet etmiş oluyorsunuz. Bilinçaltı olumsuz ifadeleri anlamak konusunda da pek başarılı değil. Zihin ve bilinç algılıyor, ama bilinçaltı çok daha saf bir dili konuşuyor.

Türk Hava Yolları’nda inişlerde uzun yıllar uçakta“Lütfen eşyalarınızı yanınıza almayı unutmayınız” diye anons yapılırdı. Yıllarca bunu düzeltmeleri gerek, başarılı bir ifade değil diye düşünmüştüm, yani hedefiniz insanların eşyalarını yanlarına almalarını hatırlatmaksa. Neyse ki son aylarda dikkat ediyorum “Lütfen eşyalarınızı yanınıza aldığınızı kontrol ediniz” şeklinde bir anons yapıyorlar artık. “Unutmayınız” ifadesi artık tarihe karıştı, tabi bu değişiklik bilinçli olarak yapıldı ise.

Bir de mütevazı olmak için kendi kendimize söylediğimiz, yakınlarımıza söylediğimiz sözler var. Ben bunları yıllarca kullandım; böyle konuşmanın doğru olduğunu sandım. Örneğin güzel bir yemek yaptınız ve “Ellerine sağlık, vallahi çok lezzetli olmuş” diyor biri. Sizde hemen “yok canım, işte idare eder, tuzu az oldu, eti de yaktım sanki biraz” gibi şeyler söyleyip iltifata layık olmadığınızı ifade etmeye çalışıyorsunuz. Peki, bu yaptığınızın kime faydası var. Ben mütevazı olmaya inanırım. Ancak bunun kendimizi yermeyi gerektirdiğini düşünmüyorum artık. Bunun yaşadığımız o kadar çok farklı versiyonu var ki. Sizin yaşamınızda yok mu?

*

Barışı, başarıyı veya sağlık ve mutluluğumuzu, sözcükler yaşamımızı tahmin ettiğimizin ötesinde yaratıyor. Siz bugün yaşamınızda neler yaratmak istersiniz?


Z.

__________________________________________

Günün Onaylaması: “Her nefes alışımda rahat, huzurlu ve sakin olduğumu, sağlıklı olduğumu, güçlü olduğumu biliyorum.” R. Şanal Günseli

Üstatlardan
: “Onaylamalar yaşamınızın değiştirmek istediğiniz yönleri için birer reçetedirler.” Jerry Frankhauser

Zeynep’in Okuma Tavsiyesi: “Hac” Yazar: Paulo Coelho