İnternet Sitesi

www.zeynepkocasinan.com
yargılamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yargılamak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2014 Cumartesi

Yargılamak, yargılamamak...


Bir gün içinde yaşam hem "Ne harika insanlar var," hem "Ne kadar acımasız ve kötü niyetli insanlar var," dedirtiyor. Ardı ardına. Önce biri, sonra diğeri, sonra tekrar başka biri. 

Hani kimseyi yargılamayacaktık? Yargılamadan bakmak kolay değil. Hele can yanınca. İnsanlar dünyası.

Yine de çoğunluk iyi. Bugün bunu gösterdi tekrar.

Bu güzel Ülke'nin insanları iyi.

Çoğunluk temiz yürekli, yardımsever, anlayışlı. Terbiyesiz, sabırsız, saygısız, zarar veren, benciller var, yok değil, bugün olmadık şekilde karşıma çıktılar, bir insan nasıl böyle olabilir dedirtten. Ama günün sonunda sevgi veren, ince düşünceli, iyi yürekli, şefkatli, yardımsever, dürüst olanlar çok daha fazla.

Günün sonunda hesap fazlası ile artıda.

Ve bu beni bu gece mutlu ediyor. Mutlu eden insanlar mutsuz edenlerin yarattığı üzüntüyü yıkayıp atıyor.

Yaradan yüreği sevgi ile dolu olanlara, sevgiyi yaşatma gayreti ile yaşayanlara kuvvet versin.

Ya diğerleri? Onların var oluşlarının da vardır elbet bir hikmeti. Akla gelen az ve uzak olmaları dileği. 

Yaşam yolumuz neşe, keyif, sevgiyle açık olsun. Yaşam aydınlık can'larla buluştursun.

10 Ocak 2014 Cuma

Aydınlık ve Karanlık


Debbie Ford'un "The Dark Side of the Lights Chasers - Işığı Arayanların Karanlık Yanı" kendi ile yüzleştiği, kendimizle yüzleşme, kendimizi tüm varlığımızla kabul etmek yolumuzu açan kitaplardan biridir.

Ruhun tüm renkleri, ruhumuzun tüm renkleri, bu renklerin tüm tonları ile bizi buluşturan bu kitap bir umut kitabıdır esasında.
.
Bu keşifte önerdiği egzersizlerden biri bir hafta boyunca başkaları hakkında yargılarımızın, onları zihnimizde nasıl yargıladığımızın farkında olmamızdır. Başkalarında hangi özellikler bizi rahatsız ediyor, neler batıyor?

Bu yol, başkaları bana neleri aynalıyordan öte, insan ruhundaki tüm duyguları fark etme ve kabullenme yoludur. Bütünü görme yoludur. İçinden istediklerimi seçebilmek için, bazen ne kadar beni korkutsa da, bütünü görmem gerektiğini hatırlatan.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Acılar ile Yüzleşmek için 4 Soru



Byron Katie ’nin “Varolanı Sevmek” kitabının İngilizce’sini yurtdışından gelen bir arkadaşım hediye etmişti bana, herhalde 4-5 yıl önceydi. 2006 yılında Türkçesi’de çıktı. Ancak bu kitabın gerçek kıymeti anlaşılabildi mi emin değilim. Çok faydalanabileceğiniz bir bilgi, olaylara yepyeni bir bakış açısı var bu kitapta ve gerçekten hayatınızı değiştirebilir. O yüzden ben tekrar Katie’nin Çalışma‘sından, The Work ’den bahsedeceğim.

Eckhart Tolle’un “gezenimiz için büyük bir nimet” dediği Çalışma genel olarak dört ana sorunun kullanılmasından oluşuyor. Karşılaştığımız olaylara, konulara, sorunlara bu dört soru ile yaklaşarak kendi kendimize çözüm üretme ve olayları daha iyi anlama, yüzeyin altındakileri görme şansına kavuşuyoruz.

Bu sihirli 4 soru ne? Gelin öncelikle bunlara bakalım. Sonra da nasıl kullanıldıklarına:

Soru 1: Bu doğru mu?

Soru 2: Bunun doğru olduğunu kesinlikle bilebilir misin?

Soru 3: Bunu düşündüğünde nasıl tepki veriyorsun?

Soru 4: Bu düşünce olmasa sen kim olurdun?

*

Çözüm bulabilmek için herhangi bir sorunu, konuyu anlayabilmek gerek. Olaylara bakış açımızda, olanlar kadar duygularımız ve olayın içinde kendimizi yerleştirdiğimiz konum büyük yer alıyor. Bu 4 soru bize kendimizi tanıma ve olayları berraklık içinde görebilmek için bir yol açıyor.

Ben yaşam koçluğu çalışmalarımda sorular ile çalışıyorum. Farklı durumlarda farklı kişiler ile farklı yollardan yürüyoruz. Sorular gerçekten cevapları açıyor. Ve bazen de sihirli sorular var. Koçların sihirli soruları, öğretmenlerin sihirli soruları. Katie’nin soruları zorlu konuları çözecek ruh haline ulaşabilmemizi sağlıyor. 4 soru. Tabi arada bir iki ilave soru daha var ilave edebileceğimiz, ancak Çalışmanın can damarı bu dört soru. Soruları sorup, cevapların bizi götürdüğü yerlere açık yürek ile bakmak gerekiyor.

Gerçekten kendi kendinize de uygulayabileceğiniz bir sistem, o yüzden biraz daha açıklamak istiyorum.



“Varolanı Sevmek” kitabının girişinde güzel bir söz var, Yunanlı filozof Epictetus’tan: “Bize olanlar nedeniyle değil, olanlar hakkındaki düşüncelerimiz nedeniyle rahatsız oluruz.” Olaylar karşısında ki tutumlarımızın etkisini son zamanlarda belki fazla duyar olduk , ama doğru olabilir mi?

Ve bir de Byron Katie “Acı çekmek tercih meselesi" diyor. Acı ile tercihi bağdaştırmak o kadar kolay değil her zaman.

Genelde çözümlere ulaşabilmek için acı’nın nedeninin ardına bakmak gerekiyor. Fiziksel acı genelde bedenimizde bir şeylerin pek de doğru gitmediğinin bir habercisi. Genelde acı problemin kendisi değil. Tabi, bazen biz ağrı kesiciler ile işaretleri gidermeye çalışıyoruz. Gerçek nedenlere bazen bakmıyoruz, bazen arasak da kolay kolay bulamıyoruz.

Bir Amerikalı hipnoterapist dostum vardı. Diş tedavilerini hipnozla mı yaptırıyorsun diye soranlara, “her zaman o kadar vaktim olmuyor, genelde standart ilaçları kullanarak yaptırıyorum” derdi. Kişisel gelişim ve tamamlayıcı tıp araçlarının çok etkin olduğu yerler var, ancak bu yeri geldiğinde modern tıbbın imkânlarını hiç kullanmayacağız anlamına da gelmiyor. Ancak insanın karşılaştığı sorunları cevabını sadece kulvarın bir tanesinde bulmak mümkün olmayabilir. Hem kanayan yaraya müdahele etmek lazım, hem de yaranın neden oluştuğunu keşfetmek ve önlemek. Modern tıp ile tamamlayıcı tıbbın birleşimi olan bütüncül tıp böyle bir yaklaşım diyebiliriz.

Fiziksel veya duygusal bir ağrı veya acı hissediyorsanız, bu yaşamınızda, bedeninizde, ilişkilerinizde, yaşamımızda bir şeyleri doğru gitmediğinin haber veriyor. Acı bir işaret, bir haberci. Fiziksel bir acıda, acının nedenini bulmak konusunda daha aceleciyiz. Duygu ve düşüncelerimizin doğurduğu acılarda ise çok uzun süre bu hislerle sanki acıyı hissetmiyor gibi yaşamaya gayret ettiğimiz oluyor.

Byron Katie’nin Çalışma’sını uygularken kullanabileceğiniz bir soru formu var; buna ‘Komşunuzu Yargılayın’ formu diyor Katie. Internet üzerinde www.thework.org sitesinden İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca gibi farklı dillerdeki formu indirerek kullanmak mümkün. Türkçe kitabın içinde de forma ait bilgileri detaylı olarak bulabilirsiniz.



Byron Katie bu formda Çalışma’yı kendi başımıza yaparken, başlangıcı yapabilmek için, 6 farklı soru soruyor, ve sorulara sansürsüz ve yazılı olarak cevaplar vermemizi istiyor. Sonra da cevaplarımızı 4 ana Çalışma sorusuna tabi tutarak kendimize ayna da bakmamızı.

Yazmak kafamızın içinde dönüp duran ve yakalayamadığımız duygu ve düşünceleri içimizden dışarı alarak daha objektif olarak bakmamızı sağlıyor. Cevaplar ile yüzleşmek her zaman kolay değil; ancak acı ile yaşamak da o kadar keyifli değil doğrusu.

Öncelikle kendiniz ile değil, probleminiz olduğunu düşündüğünüz, kızdığınız insanlara dair yapın bu çalışmayı”, diyor Byron Katie. Başlangıçta direkt olarak kendimiz ile çalışmanın zorluğuna dikkat çekiyor, sonuçta karşılaştığımız kişilerin, yaşamımızdaki insanların bize kendimizi yansıttığını hatırlatarak. Çalışmayı yaparken başlangıçta bahsettiğimiz kişileri serbestçe yargılamamızı istiyor, çünkü “o kişi ile ilgili bir problem hissediyorsak zaten yargılıyoruz demektir”, diyor. Bunu tam olduğu gibi ifade etmek, bize kendimiz hakkında çok faydalı bilgiler verebilir. Kendimizi frenlemeden yazmak olayları ve insanları nasıl gördüğümüz hakkında bilgi verebilir.

Bir de “tersine çevirme” diye bir yaklaşımı da kullandırıyor Byron Katie. Özellikle başkaları ile ilgili yargılarımızın altında arzularımızın yatabileceğine dikkat çekiyor. “Kocam bana karşı sevecen olmalı” derken belki de gerçekten ruhumuzun ihtiyacı “kendime karşı sevecen olmak”. Ya da “Annem bu konuda bir şeyler yapmalı” dediğiniz zaman derinlerdeki size faydası olacak olan bilgi “Ben bu konuda bir şeyler yapmalıyım” bilgisi olabilir. Tabi “tersine çevirme” işlemini Çalışmanın 4 Ana Soru aşamasını detaylı olarak yaptıktan sonra kullanmak uygun olabilir.

Vardığımız yargılar ve düşüncelerimiz kendimize dair neler söylüyor?

Acı, olan ile olmasını isteğimiz arasındaki farka duyduğumuz tepkiden gelir,” diyor Katie, ve olanı fark etmenin ve anlamanın geleceğe sağlıklı ve mutlu adım atmamızı sağlayacağını da.

Sadece fark etmek tek başına çözüm için gerekenleri yapmamızı sağlamıyor. Ancak fark etmeden yapabilmek de mümkün değil.

Hem görmek hem yapmak için çok farklı metotlar, yollar ve öğretiler var. Byron Katie’nin Çalışma’sı öğrenmeye ve kullanmaya değer bir metot. Bizi üzen, rahatsız hatta mutsuz eden her şeyin kendimizi daha iyi tanımamız için bir araç olduğunu bilerek. Ve sorun, dert veya problem ile algıladığımız şeylerin aşılmasının da mümkün olduğunu bilerek.

Mutlu, sağlıklı, sevgi dolu günlere. Yolculuk devam ediyor.

Z.

___________

Günün Onaylaması: “Sezgilerime güveniyorum. İçimdeki küçük, sakin sesi sevgiyle dinliyorum.” Zeynep Kocasinan

Üstatlardan: “Olduğumuz her şey, düşünmüş olduklarımızın sonucudur.” Buddha

Zeynep’in Okuma Tavsiyesi: “Cengiz Han’a Küsen Bulut” Yazar: Cengiz Aytmatov